Değişen küresel koşullara yanıt olarak yeni özellikler edinen, diğer bir deyişle, geleneksel kooperatifçilikten yeni türden içerimler kazanmış kooperatifçilik anlayışına yönelim sonucunda, artık kooperatifler, eskisinden çok daha etkili organizasyonlara dönüşme potansiyeline sahipler. Aynı zamanda, yeni kooperatif biçimleri, toplumsal sorunlara yönelik kapsayıcı ve etkin çözümler sunabilir.
Daha iyi bir dünya arayışına dair yükselen ilgi sosyal, kültürel, ekonomik, politik anlamlarda değişim-dönüşümü de beraberinde getirmektedir.
İçinde yaşadığımız güncel koşullarda bir tıkanmışlık hissinin derin bir şekilde eşlik ettiği, iklim krizinde somutlaşan böylesi sorun yumağından çıkış ve daha iyiyi hayal edip, harekete geçmek, her şeyden önce, hâkim yaşam tarzlarının sürdürülemez oluşunun kabulünden başlamaktadır.
Bu anlamda, yalnızca kâr amacıyla ivmelenen kurumsal yapılar, tek tek bireylerce deneyimlenen kolektif kaygılarımızın paylaşıldığı ve sorunlara yönelik çözümler konusunda paylaşımın arttığı, beraberce hareket etme mefhumundan güç alan yeni tarz yapılara dönüşmektedir.
Kooperatifler bu açıdan önem kazanmakta ve sürdürülebilir bir gelecek için pozitif katkı sunma potansiyeliyle birlikte yeniden düşünülmeyi hak etmektedir.
Sürdürülebilir bir yaşam tarzı için iş yapış biçimlerimizden üretim tarzlarına, kurumsal ilişkilerden sosyal ilişkilerimize kadar her alanda kooperatifçilik verimli bir zemin sunmaktadır.
Bir iş modeli olarak değer ve ilkeler üzerine bina edilen kooperatifçilik, barındırdığı toplumsal sorumluluk ilkesi, ortaklık üzerine yoğunlaşan işbirliğine ve paylaşıma değer veren yapısıyla, sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumunu kurucu değerlerinde taşımaktadır.